Washington merkezli Atlantik Kurulunda, Ukrayna’nın topraklarındaki Rus birliklerine yönelik mümkün karşı harekatı üzerine panel düzenledi.
Panele, eski NATO Kumandanı Clark’ın yanı sıra eski Ukrayna Savunma Bakanı Andriy Zagorodnyuk ve birtakım uzmanlar konuşmacı olarak katıldı.
Clark, Ukrayna’nın karşı harekatına yönelik umutlarının yanı sıra derin korkularının da olduğunu belirterek, “Bu savaş, ABD’nin de ve elbette ki Rusya’nın da bugüne dek gördüğü savaşlardan farklı. Operasyonel güvenlik epey güç. Bu ortamda dronlar var, uydular, elektronik bilgi sistemleri, her türlü keşif ve keşfe karşı koyma aracı var. Dışarıdan şu anda devam eden gözetleme ve gözetlemeye karşı koyma muharebesinde durumunun ne olduğunu bilmiyoruz.” sözünü kullandı.
Ukrayna’nın Rus uydularını nasıl kör edeceği, Rusların bağlantı ağlarına müdahale etmeyi başarıp başaramayacağı, Rusya’nın ağır hava harekatına ne ölçüde karşı koyabileceği konusunda dertleri olduğuna işaret eden Clark, savaşın uzun süreceği ve lojistiğin epey zora gireceği konusunda kaygılı olduğunu lisana getirdi.
Clark, öteki taraftan ABD ve Batı ülkelerinin, Ukrayna ordusunun gerisinde durduğu sürece savaşın sonucuna yönelik ümitli olduğunu vurguladı.
Amerikan idarelerinin yakın tarihteki tüm savaşlarda büyük güçlerle karşı karşıya gelmekten kaçınmak üzere temkinli davrandığını söyleyen Clark, şöyle devam etti:
“Kore Savaşı’nda olanlara bakarsanız, Kim Vilayet Sung (eski Kuzey Kore Lideri) silahsızlandırılmış bölgeye girdiğinde kuvvetlerimizi tüm gücüyle öne sürmedik. Rusya ile karşı karşıya gelmemek için MacArthur’u (eski ABD Genelkurmay Başkanı) tuttuk fakat Rusya pilotlarıyla silahsızlandırılmış bölgede bize karşı uçurdu. Savaş nihayet Stalin’in ölmesi ile bitti.
MacArthur vazifeden alındı ve Eisenhower lider olup Kore Yarımadası’na atom bombaları yerleştirdi fakat o vakit ateşkes olabildi. Tıpkı yaklaşımı Vietnam’da da benimsedik. Beyaz Saray’da birbirimizle ‘bir ray kavşağını mı yoksa bir köprüyü mü vurmalıyız’ diye tartıştık. Bir noktaya ‘günde 3 sefer saat 10.00’da, 14.00’te ve 16.00’da saldırın’ dedik. Fecî bir mikro idareydi. Başarısız oldu.”
ABD’nin, Afganistan ve Irak’ta bu yaklaşımını karşı karşıya kalabilecek büyük bir güç olmamasından ötürü terk ettiğini anlatan Clark, “Şimdi karşı karşıya kalabileceğimiz bir güç var. Batılı demokratik pahalara inanıyorsak, riski adım adım artırmak zorundayız ve bunu Putin’e ne yaparsa yapsın bayrağı teslim etmeyeceğimizi göstermeliyiz.” diye konuştu.
Clark, ABD’nin Çin’e yönelmesi gerektiğini ve Ukrayna savaşının uzun sürmesinin ABD için yararlı olmadığını belirterek, “Rusya’nın nükleer silahı var. Putin’e bu mevzuda hazır olduğumuzu söyleyebilecek miyiz? İdare stratejik siyasi maksatlarını kazanmak için ne yapması gerektiğine ve askeri aksiyonlarının bunun içine nasıl oturtacağına bakmalı.” değerlendirmesini yaptı.
“KIRIM’DAN VAZGEÇMEK ÜZERE SİYASET BELİRLEDİĞİMİZDE KAYBETMİŞİZ DEMEKTİR”
Panelde, eski Ukrayna Savunma Bakanı Zagorodnyuk, Ukrayna’daki son durumu kıymetlendirdi.
Ukrayna ordusu için ağır bir uğraşın kelam konusu olduğuna ve alanda işlerin hiç de göründüğü kadar kolay olmadığına işaret eden Zagorodnyuk, “Kırım’ı almalıyız. Bunun için vakit verecek kadar optimist olamam.” dedi.
Zagorodnyuk, ABD ve Avrupa’da Ukrayna’nın artık Kırım’ı almanın peşine düşmemesine yönelik kimi fikirler ortaya atıldığını hatırlatarak, şunları kaydetti:
“Bu husus, siyaset yapıcıları ortasında da dolaşıyor fakat tartışmada şunu kaçırıyorlar. Kırım’dan vazgeçmek hiçbir kural altında siyaset olarak benimsenemez. Zira ülkenizin bir modülünü geri almaktan vazgeçtiğinize dair bir siyaset belirlediğiniz vakitte ‘zaten kaybetmişsiniz’ demektir bu. Bunu yapmayacağız.”
