BMM Lideri Mustafa Şentop, Avrupa Kurulu Parlamenter Meclisi (AKPM) Heyeti Lideri Frank Schwabe’nin “Türkiye’deki seçimlerin demokratik, adil ve özgür bir ortamda gerçekleşemeyeceği”na ait kaygıları bulunduğuna yönelik açıklamalarını talihsizlik olarak niteledi.
TBMM Başkanlığından yapılan açıklamaya nazaran, Şentop, 14 Mayıs’ta gerçekleşecek seçimler için Avrupa Kurulu Parlamenter Meclisinden gelen müşahede ön heyetini TBMM Başkanlık Divanı Salonu’nda kabul etti.
Şentop, kabulde yaptığı konuşmada, Türkiye’de ilgili kurumların, 14 Mayıs’ta gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı ve 28. Periyot Milletvekili Genel Seçimleri’nin yurt içinde ve yurt dışında, milletlerarası standartlarda, huzur ve inanç içerisinde düzenlenmesine yönelik hazırlıkları tamamlanmış durumda olduğunu söyledi.
Seçimlerin demokratik, adil ve özgür bir ortamda gerçekleştirilmesi için, başta Yüksek Seçim Konseyi Başkanlığı olmak üzere ilgili tüm kurum ve kuruluşların gerekli düzenlemeleri yaptığını lisana getiren Şentop, Türkiye’nin, hem kurumlar hem de seçmenler prestijiyle seçimlerin demokratik unsurlara uygun ve inanç içinde düzenlenmesi konusunda önemli tecrübeye sahip olduğunu kaydetti.
Seçim müşahedesine de büyük kıymet verildiğini tabir eden Şentop, seçimlerin izlenmesi konusunda her vakit şeffaflık ve memleketler arası işbirliği prensiplerine değer atfedildiğini belirtti.
“TÜRKİYE’YE ÖZEL, ŞARK’A MAHSUS BİR RAPOR OLMAMALI”
Yapıcı işbirliğine verilen kıymet çerçevesinde hem AKPM hem de Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatına (AGİT) davette bulunulduğunu bildiren Şentop, Türkiye’ye davet edilen gözlemcilerin faaliyetlerini sürdürürken kanunlara ve kendi vazife yönergelerine bağlı kalmalarının beklendiğinin altını çizdi.
TBMM Lideri Şentop, “Gözlem faaliyetlerinizle ilgili açıklamalarınızın ve hazırlayacağınız raporun objektif ve yapan bir anlayışı yansıtması bizim için değerlidir. Lakin bu takdirde bu raporun tesiri olabilir. Türkiye yapan tenkitleri ve tavsiyeleri her vakit dikkate almıştır.” dedi.
AKPM Heyet Lideri Frank Schwabe’ye Türkiye’deki seçim ortamına ait eleştirel açıklamalarını hatırlatan Şentop, şunları kaydetti:
“Ülkemizde gerçekleştirilecek seçimler bağlamında geçtiğimiz günlerde basına verdiğiniz bir demeçte, Türkiye’deki seçimlerin demokratik, adil ve özgür bir ortamda gerçekleşemeyeceği hakkında telaşlarınız bulunduğuna yönelik açıklamalarınızı talihsizlik olarak görüyorum. Bu çeşit peşin hükümlü açıklamalar, Türkiye’ye yönelik ikili standart içeren anlayışın bir örneği olarak görülebilir.
Geçici Kurulun Lideri olarak seçim müşahede misyonu gerçekleşmeden evvel benzeri açıklamalardan kaçınılması gerektiğini söz etmek isterim. Heyetinizden temel beklentimiz, seçim gözlemciliği kurallarının titizlikle objektif halde uygulanması ve hazırlayacağınız raporun objektif ve yapan bir anlayışta olmasıdır. Türkiye’ye özel, Şark’a mahsus bir rapor olmaması gerektiğini tabir ediyoruz.”
“TÜRKİYE’YE DÜŞMANCA TAVIR İÇİNDE OLANLARA MÜSAADE ETMEYİZ”
Öte yandan terör örgütü PKK’nın şovlarına katılan Alman Üye Andrej Hunko ile İsviçreli Üye Sibel Arslan’ın AKPM Seçim Müşahede Heyeti içerisinde yer almaması konusunda Türkiye’nin tutumunu lisana getiren Şentop, Türkiye’nin, terör örgütlerini destekleyen rastgele bir parlamenterin Seçim Müşahede Kurulu’nda yer almaması konusundaki beklentisinin, yazılı olarak da AKPM Türk Kümesi tarafından iletildiğini fakat Türkiye’nin bu tutumuna karşın isimler konusunda bir adım atılmadığını hatırlattı.
TBMM Lideri Şentop, “AKPM, heyet belirleyebilir fakat Türkiye’ye düşmanca tavır içinde olan kimselere müsaade etmeyiz. Bilmenizi isterim ki bilhassa de siyasetçilere yönelik şiddete davet içeren ve demokratik müsamahanın sonlarının bir oldukça ötesine geçen bu usul aksiyonlara müsaade verilmesi ve hatta desteklenmesi, terör örgütlerini ve yandaşlarını teşvik etmektedir.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin, Avrupa Kurulu ve AKPM ile bağlantılarının son vakitlerde giderek olumsuz bir atmosferde geliştiğini de vurgulayan Şentop, “Üzülerek müşahede ediyorum ki özellikle son yıllarda, ülkemize ait hazırlanan raporlar ve yapılan açıklamalar, tenkit sonlarının ötesine geçmektedir. AKPM Kontrol süreci de adeta bir cezalandırma aracı olarak kullanılmaya başlanmış ve yapan bir araç olmaktan uzaklaşmıştır.” görüşünü paylaştı.
