Emine Erdoğan, ABD’nin New York kentinde Birleşmiş Milletler (BM) Genel Konseyi’nde 30 Mart Milletlerarası Sıfır Atık Günü münasebetiyle düzenlenen özel oturumda konuştu.
Sözlerine 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen zelzelelerde hayatını kaybedenleri anarak başlayan Erdoğan, dünyanın dört bir yanından arama kurtarma çalışmaları için gelen, yardım gönderen, Türkiye’nin yanında duran herkese şahsi ve Türk halkı ismine teşekkürlerini iletti.
Şimdiye kadar BM Genel Şurası’nda konuşan birinci Türk Cumhurbaşkanı eşi olan Emine Erdoğan, yeryüzünün bir istikrar ve ölçü içinde derin bağlarla birbirine bağlı bulunduğunu belirterek, insanların bu mozaiğin modülü olduğunu, milyonlarca canlı cinsine mesken sahipliği yapan yeryüzüne ve onun işleyişine hürmet duyulması gerektiğini vurguladı.
“Ancak ne yazık ki son iki yüzyıldır bu anlayışı kaybettik. Yeryüzünün istikrarını korumakla mükellef insan, kendisini tabiatın karşısında konumlandırdı.” diyen Erdoğan, insanoğlunun gereksiniminden katbekat fazlasını tükettiğini, tükettiklerini de fikirsizce yeryüzüne terk ettiğine dikkati çekti.
Emine Erdoğan, şunları söyledi:
“Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki adeta ‘Görmediğimiz çöp zararsızdır’ fikriyle, atıklar en az gelişmiş ülkelere gönderiliyor. Bu atık yığınları, yalnızca tabiatı kirletmekle kalmıyor, yeni sürüm bir sömürgecilik üretiyor. İklim değişikliği kaynaklı kuraklık sebebiyle dünyanın farklı yerlerinde hala binlerce çocuk ölüyorsa bu gidişata ‘Dur’ demek için kaybedecek bir dakikamız bile yok demektir. Milyonlarca insanın içme suyuna erişemediği bir dünyada tek bir sigaranın üretimi için 3,7 litre su kullanılması, sorumlu her dünya vatandaşını derinden yaralıyor.”
Emine Erdoğan, BM Genel Konseyi’nde konuşan birinci Türk Cumhurbaşkanı eşi oldu. Bu yıkıma son vermenin ve dünyayı kurtarmanın yeniden insanın elinde olduğunu vurgulayan Erdoğan, “İnsanlık olarak, ya daima birlikte kazanacağımız ya da daima birlikte kaybedeceğimiz bu denklemde topyekun ve çabucak bugün harekete geçmek mecburiyetindeyiz.” diye konuştu.
“TÜRKİYE OLARAK GLOBAL HİÇBİR PROBLEME KAYITSIZ KALMADIK”
Emine Erdoğan, 5 sene evvel Türkiye’de başlattıkları ve bütün dünyaya yayılan Sıfır Atık Projesi ile büyük dönüşümler başlatabileceklerini gösterdiklerine işaret ederek, proje kapsamında geri kazanılan milyonlarca atık ile 650 milyon ton ham husus tasarrufu sağlandığını ve 4 milyon ton sera gazı salınımının önlendiğini vurguladı.
“Türkiye olarak global hiçbir sıkıntıya kayıtsız kalmadığımız üzere etraf meselelerinde da tahlilin bir kesimi olma kararlığımızı sürdürüyoruz.” diyen Erdoğan, sivil toplum gönüllüleriyle gayretleri daha geniş kitlelere yaymak için “Sıfır Atık Vakfı” kurma çalışması içinde oldukları bilgisini paylaştı.
Erdoğan, başta esaslı medeniyetlerin beşiği Anadolu kültürü olmak üzere, her kültürün köklerinde tabiatla uyumlu hayatın farklı örneklerinin bulunduğuna işaret ederek, “Sıfır atık tohumunu hangi vicdana ekersek ekelim, kesinlikle yeşereceğine inanıyorum. Kâfi ki ortak bir vicdan ve akıl pusulasıyla hareket edelim.” sözlerini kullandı.
“İKLİM VE ETRAF PROBLEMİNDE ADİL DAĞILIM PRENSİBİNE DAYALI HAKKANİYETLİ BİR SİSTEME MUHTAÇLIĞIMIZ VAR”
Emine Erdoğan, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile imzaya açtıkları global taahhüt evrakının sıfır atık uygulamasının kurumsallaşması yolunda kıymetli bir adım olduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti:
“Ülkemizde başlattığımız bu hareketin dünyaya model teşkil edecek düzeye gelmesinden ve BM çatısı altında güçlü bir siyasete dönüşmesinden bir sıfır atık gönüllüsü olarak büyük gurur ve memnunluk duyuyorum. Elde edilen bu muvaffakiyet, makro ölçekte siyasetler geliştiren, hassas siyaset yapıcıları kadar atıklarını azaltan ve konutundaki atıkları geri dönüşüme kazandıran sorumlu insanlarındır.”
Erdoğan, “Diğer sorunlarda olduğu üzere, iklim ve etraf probleminde da adil dağılım unsuruna dayalı hakkaniyetli bir sisteme gereksinimimiz var.” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Dünya, beşten büyüktür.” sözünün iklim değişikliğiyle çaba kapsamında da farklı bir ehemmiyetinin olduğuna işaret eden Emine Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Hakkaniyete dayalı bir yük paylaşımı ile tedbirleri almak, iklim değişikliğinde hissesi olmadığı halde, sonuçlarından en çok etkilenen ülkelerin gözetildiği adil bir sistem kurmak mecburiyetindeyiz. Refah düzeyi yüksek ülkelerin gereksinimlerini karşılamak için toprağını, suyunu seferber ederken kendi çocuklarını gereğince besleyemeyen ülkelerin meselelerine sırt çeviremeyiz. Açlıktan ölen çocukların sayısı obeziteden hayatını kaybeden çocuklarla tıpkı iken adil paylaşımdan kelam edemeyiz. ‘Dünya nüfusu artıyor, kaynaklar insanlığa yetmiyor.’ derken üretilen besinin üçte birini çöpe atamayız hem de bu besinler açlık sıkıntısını bitirebilecekken. İşte bu yüzden ben de haykırıyorum: Dünya, beşten büyüktür.”
Gelecek kuşaklar için değişimin bugün başlatılması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, “Buradan, ‘Dünyayı ben mi kurtaracağım?’ diye düşünen herkese seslenmek istiyorum: Evet, siz, evet biz, dünyayı kurtaracağız. Çünkü bu gidişatı bilakis çevirebilecek son kuşak biziz. En uzun yollar bile bir adımla başlar. Diliyorum bu 30 Mart, geleceğimiz ve ortak konutumuz dünya için, birlikte yürüyeceğimiz bir yolun birinci adımı olur.” sözlerini kullandı.
